Balık tutmuşluğumuz pek yok. Yani İstanbul’daki yaşantımıza baktığımızda bunu yapma imkanımız da pek olmuyordu. Fakat Marmaris İçmeler‘de yaşamaya başlayınca kendimize balık tutmayı da hobi edindik. Bisikletlerimize atlayıp sahilde gelip oltalarımızla balık tutmayı öğreniyoruz. Bu zaman içerisinde geliştirdik kendimizi bu konuda. En azından artık oltanın ucuna taktığımız zilleri, oltayı fırlatırken çıkarmayı unutmuyoruz.:) Merakımızı çevremizdekilerle paylaşır olduk.

Yolculuk yapmayı, yolda olmayı seviyoruz. Yolda olup bir yerlere gidip bir şeyler keşfetmeyi seviyoruz. Köyceğiz‘e gittik. Dalyan denizi ile birleşen gölün etrafında toplanmış bir ilçe. Göl kıyısında up uzun bir yürüyüş kordonuna sahip. Kordon boyunca da yer yer cafe ve restoranlar var. Burası sadece yaz sezonu değil, devamlı olarak hayatın hareketli olduğu bir yerdir. Etrafında bir

Hadi ne yapalım? Nereye gidelim diye düşünürken harekete geçtik. Yanımıza havlularımızı ve giyebileceğimiz bir kaç kıyafet alıp arabamıza atladık. İçmeler Marmaris’ten çıktık ve yönümüzü Fethiye’ye çevirdik. Sadece iki günlük bir gezi düşünmüştük. Güzergahımıza baktık ve Göcek olduğunu gördük. Daha önce hiç gitmemiştik. Uğrayalım bakalım dedik ve soluğu Göcek’de aldık. Küçük, şirin yeşillikler içerisinde bir yer.

Yapmayı sevdiğimiz birşey daha var; keşfettiğimiz yerlere arkadaşlarımızla, ailemizle, sevdiklerimizle birlikte gidip onlarıda doğayla buluşturmak ve hep birlikte eğlenmek. Palamutbükü bunun için harika bir koy, doğanın tadını çıkarabileceğiniz, deniz ile baş başa kalabileceğiniz, kafanızı dinleyebileceğiniz bir yer. Sahili taştır, suyu soğuk ve bol tuzludur. Ama su tertemiz, cam gibi olduğu için yüzmek inanılmaz keyiflidir. Biz

Yolda olmaktan keyif aldığımız doğrudur. Gördüğümüz her manzarada durup fotoğraf çekmek, varsa yakınımızdaki tanımadığımız insanlarla orası hakkında sohbet etmek, köyleri tepeden gören yollarda durup köyü incelemek, çeşitli ağaçların gölgesinde oturup termosumuzdan çay içmek, acaba çevrede neler var? gidip görelim deyip internetten araştırma yapmak, gördüğümüz değişik yapılardaki evlerin kapılarını çalıp merakımızı gidermek güzergahımız boyunca yaptığımız şeylerden

Kimseyi tanımıyorken geldiğimiz bu şehirde artık çevremiz oluştu. Görüştüğümüz arkadaşlarımız, bahçelerinde çay içtiğimiz abilerimiz, ablalarımız var. 18 Mart’ta Marmaris Türk Halk Müziği Korosu ve Folklor Derneğinin etkinliğine davet edildik. Birbirinden güzel türküler, şarkılar söylenildi. Bizde hem eşlik ettik hem de koronun fotoğraflarını çekip kendilerine teslim ettik. Atatürk’ün sevdiği türküler hep bir ağızdan söylenerek günün anlam

Hayatımızdaki bütün alışkanlıklarımız değişti. Mis gibi tertemiz bir havada sabahları bisiklet ile sahile gelmekle başladı bu değişiklikler. İçmeler’de öyle temiz bir hava varki içinize çektikçe temizleniyorsunuz sanki. Sabah sekizde evden çıktık bisikletlerimize atladık, fırından simitlerimizi ve tabiki yanına ayranımızı da aldıktan sonra soluğu sahilde aldık. Havlumuzu denize en yakın şekilde kuma serdik ve güne en

HOŞ GELDİN 2017 :)

2017 senesine tamamen tesadüfler doğrultusunda yapılan yılbaşı planı ile girdik. Aralık ayında İçmeler’de denize girerken bir ablamız ve abimizle tanıştık. Çok sempatik bu çift aynı bizim gibi İçmeler’e yeni yerleşmiş. Oturduk çokça sohbet ettik yılbaşı planımızı sordular bizde bir planımızın olmadığını söyledik. Meğerse onların planı hazırmış bizim de onlara katılmamızı rica ettiler. Ortaca Sarıgerme’de Otantik Taş

EVLENDİK MUTLUYUZ :)

Yarın için olan endişelerimiz yüzünden bugünü kaybediyoruz. Sonuçta ne yarını nede bugünü yaşayabiliyoruz. Bizimde tam olarak hissettiğimiz şey buydu. İstanbul’un karmaşasından ve tüm olumsuzluklarından kurtulmak istiyorduk. Bir gün, bir belgesel çekimi için yolumuz Marmaris’e düştü. Harika doğa manzarasının yanında insanlarının gülümsemesi ve yaşam kalitesi bizi çok etkiledi. Tam 2 hafta sonra Marmaris İçmeler’e yerleştik ve

TOP
error: Yazı ve görsellerin telif hakkı tarafımıza aittir.